• DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
Orhan GAZİ

Orhan GAZİ

Osmanlı devleti kurucusu Osman Gazi’nin oğlu Orhan’ın doğum tarihi tartışma konusu olmuştur ancak 1299’da Nilüfer ile evlendiğinde ondan “yiğit” (genç) diye bahsedilmiştir. Bu sebeple evliliğinde on sekiz yaş civarında olduğu düşünülmektedir. Doğumu takribi 1281 yılına denk gelmektedir. Sarışın, uzun boylu ve mavi gözlü, halk tarafından çok sevilen, etrafına ve büyüklerine karşı saygılı, merhametiyle ünlü hükümdar […]

Osmanlı devleti kurucusu Osman Gazi’nin oğlu Orhan’ın doğum tarihi tartışma konusu olmuştur ancak 1299’da Nilüfer ile evlendiğinde ondan “yiğit” (genç) diye bahsedilmiştir. Bu sebeple evliliğinde on sekiz yaş civarında olduğu düşünülmektedir. Doğumu takribi 1281 yılına denk gelmektedir. Sarışın, uzun boylu ve mavi gözlü, halk tarafından çok sevilen, etrafına ve büyüklerine karşı saygılı, merhametiyle ünlü hükümdar olarak bilinmektedir. Halkın arasına karışarak dertlerini dinler, çözüm üretmek için ulemasına danışmayı severdi. 1326-1359 yılları arasında beyliğine padişahlık yapmıştır. Babası Osman Gazi’den 16.000 km² aldığı devleti oğlu I.Murad’a 95.000 km² olarak bırakmıştır. Orhan Bey’ “Şücaeddin, İhtiyareddin, Seyfeddin” ünvanları verilmiştir. “Sultan” ünvanını kullanan ilk Osmanlı padişahı I.Murad olmuştur. Hatta onun adına bastırılan sikkede “Sultan-ı Azam Orhan Bey” adıyla hitap edilmektedir. Kendi tuğrasında da “Sultan Orhan” yazmaktadır. Orhan Bey’in beylik yıllarının ilk dönemleri Anadolu fetihleri ile geçmiştir. 1321’de Mudanya’yı fethederek beyliğini Marmara Denizi kıyılarına ulaştırmayı başarmıştır. 1323 yılında ise kendi adına Gebze’de bir camii inşa ettirmiştir. Aynı dönem içerisinde Yalova, Akyazı, Mudurnu, Sapanca, Kandıra fetihlerini de başarıya ulaştırmıştır. 1326’da hedefi babasının almaya ömrünün yetmediği Bursa olmuştur. Önce Orhaneli kalesi alınmış, Bursa hisarını kuşatmak üzere Pınarbaşı’nda karargâh kurmuştur. Fakat “Köse Mihal Bey”’in diplomatik çabaları sonucu kale muhafızı “Evranos” kaleyi savaşsız teslim etmiştir. Evranos Bey’in Müslüman olup Orhan Bey’in hizmetinde akıncı beyi olarak görev yapması Osmanlı’nın diplomatik alanda da ilerlediğinin göstergesi olmuştur. Fetih yönünü İznik’e çevirmiş, fethi tamamladıktan sonra başarılı bir imar çalışması uygulatmış ve burayı Osmanlı kültür, ticaret ve sanat merkezi haline getirmiştir. Orta Çağın en büyük seyyahı olduğu kabul edilen “İbn-i Batutta” 1332–1347 döneminde yaptığı seyahatte Anadolu’ya gelmiş ve Alanya’dan başlayarak kuzeye doğru Orhan Bey’in yönettiği Osmanlı Beyliği dahil, Anadolu beyliklerini ziyaret etmiştir. “Rıhlet-ü İbn Battûta” adıyla anılan yazdığı seyahatnâmesinde Orhan Bey’i “Osman-Cık oğlu İhtiyareddin Sultan Orhan Bek” olarak adlandırdığı Orhan Bey’i ve yönettiği beylik hakkında şunları yazmıştır. Bursa’nın sultanı “Osman-cık” oğlu “Orkhan Bek”‘dir. Bu hükümdar Türkmen hükümdarların en ulusu olup servet, araziler ve askeri güçler bakımından da en üstünüdür. Yaklaşık yüz kadar kaleye sahiptir. Çok zamanını devamlı olarak bu kaleleri kısa süreli olarak ziyaret edip orayı teftiş etmekle ve doğru olmayan sorunları doğrulaştırmaya çalışmakla geçirir. Kafirlerle savaşır ve onları kalelerinde kuşatma altına alır. Bizanslı Rumlardan Bursa’yı beyliğin eline geçiren babasıdır. Söylenenlere göre babası İznik’i (Nicea) 20 yıl kuşatma altında tutmuştur ama şehri ele geçirmeden önce ölmüştür. Oğlu Orkhan bu şehri eline geçirmeden 12 yıl kuşatama altında tutmuştur. Ben kendisini orada gördüm. 3 yıldan beri başkent olan kente ulaşmadan gece bastırdı ve Gürle köyünde bir Ahinin zaviyesinde kaldık. Ertesi sabah nar ağaçları ile kaplı bir vadiden tam gün yol alarak İznik şehri kalesi önüne geldik. İznik dört tarafı gölle çevrili bir kale ve kaleye sadece atlılar için tek yönlü geçiş sağlayan bir köprü ile girilmekte. Kentin bir kısmı terkedilmiş harabelik olup Bey’in hizmetinde bulunan küçük sayıda asker hariç yaşanılmaz durumda. Şehrin dört bir tarafı aralarında su dolu hendek bulunan iki taraflı taştan surlarla çevrili ve buralardan kaleye hendek üzerinde bulunan ahşaptan iner-kalkar köprüler vasıtası ile girilip çıkılabilmekte. Surlar içinde evler, meyva bahçeleri ve tarlalar bulunmakta ve içme suyu kuyulardan elde edilmekte. Orhan Bey’in hükümdarlığının son döneminde yeni bir strateji ortaya çıkmıştır. Bu strateji Bizans’a yardım etme vesilesiyle Rumeli’ye Osmanlı askeri gönderilmesi ile başlayıp, Osmanlıların ve Türklerin Rumeli’de toprak edinip şehirlere de yerleşmesi ve yerleştikleri şehirleri “küffar elinden alma” sürecidir. Bu strateji sayesinde Rumeli toprakları fetihleri hız kazanmıştır. Orhan Bey Osmanlı Beyliği’ni yeni yasalar ve düzenlemeler sayesinde devlet yapmıştır. İlk kez vezir ataması bu dönemde yapılmıştır. İlk kadı ve subaşı atamaları bu dönemde yapılmıştır. Sancaklara kadılar gönderilmiştir. Divan Örgütü kurulmuştur. Vakıf sistemi, adli teşkilat kurulmuştur. Yaya ve müsellem olarak ilk düzenli Osmanlı ordusu kurulmuştur. İlk donanma çalışmaları yapılmıştır ve Osmanlı Devleti gücüne güç katmıştır. Orhan Gazi, son yıllarında Osmanlı Devleti’nin idaresini, oğlu şehzade Murat‘a bırakarak hayatını Bursa’da geçirmiştir. Bursa’da, Gümüşlü Kümbet’te babasının türbesine gömülmüştür.

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Sponsorlu Bağlantılar
reklam
  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM