• DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
ERGENLİK DÖNEMİ ve ANNE BABA  TUTUMU-2

ERGENLİK DÖNEMİ ve ANNE BABA TUTUMU-2

Ergenlik döneminde anne babalar evde disiplini sağlarken tutarlı olmalıdır. Çocuğunun söylem ve davranışlarına biri onay verip diğeri vermezse çocuk ikilem içerisinde kalır.Kendisi için hangi söylem pozitifse o tarafa yönelir. Anne babadaki bu tutarsız tutum çocuğun kişiliğini ve evdeki disiplinini olumsuz etkiler. Anne-babalar ergenlik döneminde çocuklarına sorumluluk vermelidirler. Hata yapacaklarında dolayı çocuklarına sorumluluk vermezlerse çocuklarının yeteneklerini […]

Ergenlik döneminde anne babalar evde disiplini sağlarken tutarlı olmalıdır. Çocuğunun söylem ve davranışlarına biri onay verip diğeri vermezse çocuk ikilem içerisinde kalır.Kendisi için hangi söylem pozitifse o tarafa yönelir. Anne babadaki bu tutarsız tutum çocuğun kişiliğini ve evdeki disiplinini olumsuz etkiler.

Anne-babalar ergenlik döneminde çocuklarına sorumluluk vermelidirler. Hata yapacaklarında dolayı çocuklarına sorumluluk vermezlerse çocuklarının yeteneklerini geliştiremezler, onlara özgüven veremezler.Akli dengesi yani ruh sağlığı yerinde, yapacağı iş hakkında bilgi sahibi, özgür düşünebilen ve davranabilen her insan sorumluluk sahibidir.Örneğin anne evde bu güne kadar yemekleri hep ben yaptım,kızım mutfağa girmedi, bundan sonrada mutfakta başarılı olamaz diye görev vermezse, kızının yemek yapma becerisini köreltir.

Okullarda kutlamalar, törenler ve yarışmalarda çoğu öğrencilerin görev almak istemeyişleri kendi yeteneklerinin farkında olmayışlarından ve sorumluluk almaktan kaçınmalarındandır.Acaba yazdığım kompozisyonu, yaptığım resmi beğenmezler, okuduğum şiirden dolayı beni eleştirirler endişesi ergenlerde sorumluluk almayı geciktirmekte veya önlemektedir.

Çocuklar, saygıyı anne babalarının yanında öğrenirler. Anne baba birbiri ile alay ediyor, birbirlerini aşağılıyor, küçük düşürücü sözler söylüyorlarsa çocuklarda bu hareketleri ve söylemleri kendine örnek alırlar.Anne babalar birbiri ile nezaket kuralları içerisinde ses tonlarını yükseltmeden kalbe ve ruha hitap edecek kelimelerle birbirlerine hitap ediyorlarsa çocuklarda aynı konuşma metodunu kullanmaya çalışırlar.

 

Anne-baba, misafirleri kapıda karşılayıp kapıya kadar uğurlamayı kendileri yaptıkları gibi çocuklarını da böyle davranmanın önemini öğretmelidir. Koltukta oturarak  büyüğünü ve misafiri karşılamanın uygun olmadığını önce davranış ve sözleri ile anlatmalıdır.

Özellikle günümüzde gençler toplu taşıma araçlarında bir büyüğü geldiğinde koltuğundan kalkmamak için ya görmezlik geliyorlar ya da cep telefonu vb. şeylerle ilgilenip duyarsız kalmayı seçiyorlar.Sergilenen bu tür davranışlar değer yargılarımızla bağdaşmamaktadır.

Ergenlik döneminde hormon dengelerin sık sık değişmesinden dolayı  çocukların sevgiye daha fazla ihtiyaçları olmaktadır. Eğer çocuk anne babasından ilgi görmezse ilgiyi başka yerlerde arar, orada da isteğini alamazsa öfke sendromuna girer. Öfkeyi kendine yöneltirse keder ve ümitsizlik hisseden çocuk içine kapanabilir. Ya da öfkesini çevresine yönelten çocuk, her zamankinden daha saldırgan, yıkıcı ve uyumsuz davranışlar sergileyecektir. Böyle bir durumda, bu çocuğun aklından geçen düşünce şu olabilir: “Eğer annem ve babam bile beni sevmiyorsa, hayatta hiç kimse beni sevmeyecektir, ben sevilmeye değer biri değilim!”

Yaşı kaç olursa olsun, tüm çocuklar anne-babaları tarafından sevilmek ister. Pek çok anne-babalar, her açıdan kendini iyi bir aile olarak algılamasına rağmen, önemli bir noktayı göz ardı edebilir: “Sevgimizi yeterince göstermek.” Özellikle bizim toplumumuzda, bazı babalar “sevgilerini göstermek” dışında iyi bir eştir ya da babadır. Babası tarafından sevilmediğini hisseden ergenin ailesiyle görüşüldüğünde, şöyle bir savunma cümlesiyle karşılaşırız: “Babası onu gerçekten çok seviyor, ama işte sevgisini gösteremiyor.” Anne babaların diğer bir yanılgısı ise “Çocuğumuz, bizim onu ne kadar çok sevdiğimizi biliyordur” düşüncesidir. Oysa hem çocukların, hem ergenlerin, hem de yaşı kaç olursa olsun tüm bireylerin sevildiklerini hissetmeye ve görmeye ihtiyaçları vardır. Aile üyelerinin birbirlerine olan sevgilerini ve yakınlıklarını hem söz, hem de davranışları ile gösterebilmeleri çok önemlidir.

Eleştiri yönü fazla öne çıkan bir öğretmen, öğrencilerin yapmış oldukları resimleri beğenmez, mutlaka bir eksik ve hata bulurmuş.

Yine bir gün resim dersinde öğrencisi renk tonları uyumlu güzel bir kalp resmi yapmış. Öğretmenim tarafından bu sefer beğenilir, takdir edilirim düşüncesi ile heyecanla öğretmenine resmini getirip göstermiş.

Öğretmeni resmin çizim şekline, boyamasına , renk tonlarına bakıp ‘güzel olmuş’ deyip takdir etmesi gerekirken,

-Öğrencisine, ‘yaptığın bu kalp resminin kapısının kolu nerede’ diye eleştiri de bulunmuş.

-Öğrencide masum bakışları ile öğretmenine başını kaldırarak, ‘öğretmenim resimde yaptığım kalbin kapısı içerden açılır, açmasını bilene’ diyerek cevap vermiş.

Sevgili oğlum , sevgili kızım, sevgili arkadaşım ,sevgili öğrencilerim, değerli babacığım , değerli anneciğim ve değerli öğretmenim hitap tarzları kalplerde kilitli kapıları açan hitap tarzlarıdır.

Kalp kapılarını açan sevgi ve şefkatin ailede, okulda ve iş hayatımızda devamlı olması dileği ile Allaha emanet olun, esen kalın.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Sponsorlu Bağlantılar
reklam
  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM